28.07.2011

ARICILIK VE BU TOPRAĞIN SESİ



Hayat süprizlerle dolu, hiç aklımızda olmayan şeyler bu sene nasip oluyor. Her şeyin hayırlısını versin Yaratan, başka ne denir.


Bu toprağın sesi proğramının ekibinin birbirinden degerli ekip üyeleri.

Umut ÖZDİL, Sadun Gürkan SÖZEN, Dr.Çağla Yüksel KAYA KUYULU.

Dün beni aramaya başladılar, ne zaman geliyorsun, uçaklamı, otobüslemi, ona göre seni alıp otele yerleştirip sabah yayına getirecegiz. Masraflar ise TRT ye ait.

Ekip acayip kordineli çalışıyor, herkesin işi ayrı ve hepside işini seven insanlar.

İşin en kötü tarafı, işini iyi yapanlara tatil için izin vermiyorlar::((



Porgram sonu çok güzel sohbet oldu. Kadriye hocamız 1983 yılında neler yaptıklarını anlattı. Doğuda ki 90 koloniyi, köylerden katırlarla topladık, sonra Ankara'ya nakilleri yapıldı dedi. 36 yıldır bu işin içinde.


Prof.dr.Kadriye Sorkun hocamız programdan sonra tatile çıktı.

En komiğime giden ise ilk defa makyaj yaptılar. Dedim ki yeter beni boyacı küpüne soktunuz::))

Bu bir şey değil, bayan olsaydın daha neler sürecektim dedi, bereket bayan değilim::))


Ben yaklaşık iki saat daha yayın ekibiyle sohbet ettim.



Program sonu Türk kahvesi vardı.


Ben daha böyle telveli kave ne gördüm nede içmiştim. Bu işi süper yapan birisi var, kendilerine ayriyeten teşekür ediyorum.




Yapımcı ve Yönetmen

Nesli Güler AŞIK

  • Program Ekibi

  • Esin ÇAĞLAR
    Gamze BAŞER
    Nilgün ŞANDIR
    Ayşegül KUMRULU
    Sadun Gürkan SÖZEN
    Serkan AVCI



  • Sunucu

  • Umut ÖZDİL




Hepinize yeniden teşekürler. Yeniden görüşmek dileğiyle hoşça kalın.


Akşam üzeri Evime geldim.


Ben bir kaç günlüğüne artık tatile çıkıyorum.


Hep çalış hep çalış, nereye kadar dimi::))


Nasipse 1 Ağustosta görüşmek dilegiyle şimdilik hoşça kalın, gelecem::)))

27.07.2011

26.07.2011

ARICILIK VE AYÇİÇEGİNDEYİZ

Eyvah eyvah gene geldi::))

Der sanki, görüntü süper::)

Arıcı, Dr.Muhteşem Turunç.





Arıcılık....

En zor işlerden yada mesleklerden birisi, arıcılık.

Gece arıları indirip kolonileri açıp yattık.

Artık yolculuk ve taşınmaktan bıktım diye bilirim.

Araba kullanmak bile artık bıkkınlık vermekte.

Çocukluğumdaki hayalim şoför olmaktı, demekki çocukken istedikleriniz zamanla gerçek oluyor.

Bundan önceki nakilde bir arıyı açmayı unutup boğmuştum.

Sabah kalkınca bir daha dolaştım açılmamış koloni varmı diye.

Sıra bitti birde Saim Gürel in arılarının çalışmasına bakmak istedim, maske var ama boy maskesini sadece kafama takıvermişim. Benim arılar dokunmamıştı, Saim'min tek katları geçtim bişi yok, katlı sırasına geldim 4 tane filan geçmiştim bir sarmaya başladılar kovan arkasına da geçemiyorum. Sıra başına geri gelene kadar kollarıma iğneler yapışmaya başladı, araba 30 metre filan uzakta onun gölgesine sıgınmayı denedim bu seferde arabada yatıp yeni toparlanmaya çalışan hacıyı sardılar ben ise oradanda uzaklaştım, habire bir yerden öldürüyorum, bir yerden sokuluyorum, taa buraya kadar geldim. Bence 200 metre var ama siz 150 deyin en az 20 iğne yedim. Burada artık maskeyi giyinip tekrar arıların yanına dönebildim.

Geçenlerde facede bir arkadaş benden ruşetle arı istedi, bende yollayamam demiştim, tekrar dönüp abi Allah kimseyi, Muğla arısıyla yüz göz etmesin demişti. Bunlar Aydın'dan geldiler aynı sülaledenler.







Derken Muhteşem abi geldi hadiyin kavaltıyı bizde yapalım diye bu arada ızgara alacagım salkı durmakta ondan vaz geçmiş degilim kendilerine bildirilir::))

Hacı bizim kalfayı yolda karşıladı nereye geliyorsun diye, maskeyi verdi.

Hazır çalışacak biri gelmişken indirmiş oldugumuız katları arılara verdik, doğru kavaltıya.



Geçen hafta bu tarla açık degilmiş, şimdi ise ne zaman açtı ve geçti onun tartışması var.

Hava sıcak ve kurak olunca 15 gün sürecek ayçiçekler bir haftada geçmeye başlamışlar.



Bir arı uğraşıyordu, arının uğraştıgı çiçegi kazıdım altta çekirdek kararmış.



Bu sene bir çok arıcı zaten ayçiçekler açtıydı açmadıydı derken ayçiçekleri kaçırdı, anında ayçiçekleri geçiveriyor.



Koloni kapaklarının çivilerini sökerken, kalfa kerpetenimizi begenmedi ve size kısa saplı bir kerpeten vereyim dedi. Muhteşem abim karfur dostu be. Seri sonu malları silip süpürür::))

Sonrada dagıtır.



İki adet kafa lambası, bir teneke makası, 4 şarjlı pil ve şarj dahil, makina yağı, çekiç, hacıya bir kantar, bayagı bir alet edavatlandık be::))



Horozu tutup bir akort ayarı yapıp manitasının yanına yolladım, biraz daha bir olğunlaşsın bu haliyle dişimin kovuguna yetmez...



Mehmet Yüksel'in göndermiş oldugu bal kabagı tohumunun meyvesi, inşallah bizede bir dilim düşer. Gerçi bu kabağın eko su bozuk ama genede vaz geçemiyorum.



Bu ana arı kutusu çok ilgimi çekti. Kutuda ful 3 çıta arı olmasına rağmen saramadıgı gerideki 4 çıtayıda arı kabartıp geriye çekilmiş.



Bu arının en büyük özelliklerinden biriside nektarı buldugunda her türlü işi zirvede yapması.



Bu arada Muhteşem abi ana arı kutularında degişikliğe gitti. Vecdi abimizin tasarımı olan kısa ballık çıtalarını ana arı çiftleştire kutularına uyarlamış.

Artık kutuların kışlamasını düşünmeyecegim, bunlarda kesinlikle kışlar dedi.

Muhteşem abi eskiden kutulara çıta yapmak kabustu, şimdi o kadar rahatladımki sorma.



Çıtalar ışıl ışıl bal. Kalfa durumdan menmun.

Bir ara hacı abi bir şey sordu o taraf bir baktım, yav nasıl atlamışız, tam köşede korner çizgisine bitişik şeftaliler var.

Hemen işleri bırakıp koştum şeftalilere.



Mis gibi kokuyor beya.



Dayanamayıp dalında dalarsın şeftaliye.

Bu şeftalinin hikayesi gayet ilginç. 10 Senedir ilk defa meyve vermiş.

Geçtiğimiz sene Mehmet Yüksel in ağaç budamasından esinlenip şeftaliyi kazık gibi bıraktım şu meyvenin halina bak diyor.

Demek ki budama önemli?

Ağaç budamasını öğrenmiş ama Muhteşem abimin bu sene yaptıgı aşılar tutmamış.


Ustasının, aşı ustası olduğunu, bilmiyor tabiki::))
http://aribakani.blogspot.com/2007/05/hayret-dal-ve-yaprak-yok-asiya-bak.html



Maşallah ağaç yıkılmasın diye biraz yükünü hafifleti verdim.





Muhteşem abimim eski kutulardan kurtulma çalışması, eski çıtaları alt kata almış üse yeni sistem çıta koymuş ve arada ızgara vardı.



Kutunun çektiği ballara bakın, besleme filan yok.



Yavru çıkan yere bal dolduruluyor. Bloke var beya burada::))



Bu hafta kutunun balları hasat edilip çıtalarındanda kurtulabilir.



Muhteşem abinin bahçedeki lavanda çiçegi. Sınır yapmış şahene görünümü vardı.

Arılar tarafından polen ve bal için sıkça ziyaret ediliyor. Arıcılar bir şeyler ekerken bu gibi bitkiler seçmeli, biberiyede yaz boyu çiçeli kalabiliyor.



Geçiyoruz kalfamın son numarasına. Son numaramdan haberin yok dimi dedi::))

Burası arge, arıcılık araştırma ve geliştirme bahçesi.

Kovandaki çıtaları silkeleyip almış, içerden bir çıta çakıp, dizmiş kutu çıtalarını. Hem yavrulu hemde ballı çıtalar yolda, hemde bunu esktra bir malzemeye gerek kalmadan nortmal bir kovana bir çıta çakmakla bu işi yapıyor.

İş bitimi bu koloniyi kutulara dagıtıp, başka bir yere nakledilebilir.

Arıları silkelenip normal kovan yeniden eski faliyetine dönebilir.

Büyük kolaylık.



Çıta oluşturmak ise çok basit, bende bir numune getirdim. benim kutu çıtalarımdan 1 cm kısa bende kutularda bu plastik çıtalara dönecem. Bunun en büyük nedeni ise yapımı ve montajı çok kolay.



Yandan görünüm.



Yandan beslemek için şurupluk.



Pintiliğe bakın yav birz paraya kıy be, az fazla petek ver hayvanlara::))

Akşam trafige yakalanmamak için Muhteşem abiyle vedalaştık. Sultanköyden geçerken hacı dediki millet kaç km den yüzmeye geliyor biz gelip denize girmeden geri dönüyoruz, iyi o zaman giy şortunu hadi denize::))

Yarım saat yüzüp haşat bir vaziyette trafigede yakalanmadan evimize geri döndük.

25.07.2011

ARICILIK VE GÖÇ, KOŞ BABAM KOŞ


Adapazarlı arıcı Haydar amcanın yegenleri.


Haydar amca geçen sene benden ana arı almıştı, bu sene bir kaç sefer aradı ve mutlaka ana arı almak istiyorum, elimdeki başka kovanları satıp yoluma karniol arısıyla devam edecegim dedi.


Bende öğlene kadar Gebze'deyim sonra iki gün olmayacagımı bildirdim. Misafirler öğlen olmadan gelip ana arıları alıp gittiler bizde hacı abiyle Şile Kızılca köye hareket ettik.


Genelde bir sene önce karniol arısı alanların hemen hepsi bana geri dönüp yeniden karniol aldılar.

Geçtiğimiz hafta kestane balını hasat etmiştik. Kani bey ayçiçeklerin açmasına daha bir ay var demesi bizi bayagı gevşetmişti. Hatta Muhteşem abide abi daha erken diyordu, aşırı sıcaklar tarihleri alt üst etti. Acilen arıların kalması gerekiyordu, Cuma akşamına göçecektik, kamyon tamirden bir gün gecikmeli çıktı. Bizde cumartesi akşamına arıları yüklemek için hazırlıklarımızı yapmıştık.



Arıları hazırlarken semaveri ateşledik ve işleri yapmaya koyuldu.



İşler bittiğinde civarda güzel yabani erikler vardı onlara daldım.



Akşam üzeri Kamyoncu Murat ve oğlu ve yeğeninide alıp geldi. Resimdekiler Mehmet ve Beytullah.




İki resimde geçe çekilmesine rağmen, ayfon'la, makina resimde çok farklı.


Yeni arıcı adaylarımız, yerde kalan arılardan hepside aşılarını oldular::))


Yükleme gene 10:45 te bitti. Ben Tekirdağ Eregli'sine saat birde vardım, hemen tulumu çıkartıp uyudum. Kamyon gece 2 de geldi. Tekrar yattıgımızda gece saat 3:30 du::))

22.07.2011

HAYATIN HER TARAFI ARICILIK VE ARI::))




Konu arıcılık, peki kiraz ne alaka?

Siz arıcıysanız başka bir arıcı dostunuz size taa uzaklardan kiraz yollayabiliyor.

Meşhur Konya Akşehir kirazıymış.

Bu kiraz tescilli olup, pek yurt içine verilmiyormuş.

Nedense bize verildi::))

Kirazları Mustafa Doğan yollamış.
Kendisine sonsuz teşekürler.
Mustafa bizi seven biri, bana facede bir sayfa açalım diye çok ısrar etti. Dedimki, Mustafa bir sürü iş var, site var, forum var, bloklar var, birde faceye bulaştırma beni. Abi sen okeyle ben her şeyi halledecem dedi. Facede bir sayfa açıp tescilletti, ben sade ara sıra bakıyorum neler var diye::))

Hiç yakından görüp tanımadığı kişi için bu çalışmayı yapmasının nedeni ne acaba, hep merak ederim::))

Arıcılık dimi?
Böyle dostlarım var.

Şileye gidiyoruz bir telefon, kargonuz var lütfen alın, ben bir kaç gün sonra alayım dedim, yiyecek bozulabilir acil alınmalı.

Eşimi aradım git paket varmış al.

Ne oldugunuda bilmiyoruz.


Şile kestane bal hasadı yapılıp evimize döndüğümde sordum ne paketiymiş diye, kiraz var ama bozulmaya başladı dediler::((

Bir baktım sevgili kalfama birde hacıya aynı paketten.

Hemen Muhteşem abiyi aradım paketin var, gel al, belki alır, nasılsa yazlıkta, kirazları götürecem kafama koymuşum bir kere, fırsatın kazası olmazmış. Zaten bir peynir davamız vardı, onuda bunla fitleriz olur biter, kinim kalmasın be ya::))

Tabi Muhteşem abi gıkı çıkmadı, aman ziyan olmasın ye dedi sanki içinden yada ben öyle anladım.

Yemek için izin alınca alıcı gözüyle kirazlara bir baktım, hiçte çürük yok gibiydi be::))


Ertesi gün hacının paketi teslim ettim, içim gitti ona el koymadık be::((


Şile dönüşü arılıga bir girersin, aman Allahım, hazır ana arı memeleri dagılacak, yeni aşılamalar yapılacak, of aman of......


Sıradan kutuları baştan sona taradım. Gelin gidecekler belirlenip, hemen düğünleri yapıldı.


Yeni yumurtaya başlamış bir karniol f1.


Mevsim itibari ile kestane ve peşinden Ayçiçegine giden arılardan dolayı, Gebze'de arılık kalmadı diyebilirim, tek tük hobi arıcıların kolonileri olabilir.


Yabancı arı olmayıncada benim üretmiş oldugum karniol erkekleri hava sahasına hakim. Bu mevsimde üretilen karniol F1 lerin büyük oranda doğal saf oldugunu düşünmekteyim.



Geçen haftadan araya kaynaklar yapılmasından dolayı, bu haftaya sarkan Kastamonu, Cide'ye gidecek anaarıları ilk olarak postaladım ve kurtuldum.




Boya çıkıyor diyenler vardı, bende artık anaarıları pullamaya başladım.


Karniol arısı.


İlk başlarda biraz zaman alıyor gibi duruyordu, biraz yapınca hiçte uzun sürmüyormuş::))



Ana arıların iç işlerine el attık::((



Bu resimler herkesin anlayacagı resimler degil::))

Son iki günümü tamamen suni tohumlamaya ayırdım.

Yarına Trakya yolculuğumuz var, bu ne biçim iş her tarafım, arı ve arıcılık oldu::))

19.07.2011

ARICILIK VE KESTANE BALI HASADI ŞİLE


16 Temuzdan itibaren izine ayrıldım,ağustosun başında iş başı , ee o zaman yatma zamanı::))


Cumartesi günü tası taragı toplayıp, Şile Kızılca köye vardık.


Sagım çadırını kurduk.


Ben fazlalık katları boş dururken indirdim akşam oldu.


Pazar sabahı 5:30 da bir kalktım. Kavaltıyı hazırladım hacıyı kaldırıp ormanda kavaltıya yumulduk.


İlhami abileri bekliyoruz.


Hava acayip sıcak ve bunaltıyor.


İlhami abi geldi, Gebze adliyesinde görev yapan hakim Zaim abide misafirlerimiz arasında.


Birde Yağcılar köyünden yılların arıcısı Kamil yardıma gelmiş.



Hacı ormandan dal keserken yakalandı, şimdi karpuzla teşvik işleri yapıyor, Zaim abi ise her şeyi kayıt ettim boşuna kendini yorma diyor::))


Bu sırada hazırlıklar yapıldı ve kovanlara dalıyoruz.


Bizim hemen arkamızda bulunan üç kişiye ait yaklaşık 100 kovan cumartesi akşamı yüklenip Trakyaya gitti, onların demesine göre kovanlarda gram bal yokmuş, hatta şurup veriyoruz diyorlardı.


Bende onlar gittikten sonra oraları bir kolaçan ettim, bir yeni körük ve 5 litrelik invert şurup unutmuşlar.

Demek ki bu invert her yere yayılmış, bu üç arıcının sanal alemden haberi yok, körük ve invert resimlendi ilerde araya sıkıştırırız.

Hacıda diyor yav onların arılardan hiç ses çıkmıyor, bizimkiler niye inliyor::))


Kaldırılan arılar gittikleri yerdede iş yapamayacaklar, kovanlarda kat var arı yoktu.



Bu sene geçen senenin kopyası gibi gene bal yok.


Köydeki Eskişehir'li Halil amca 30 kovan açtım, 33 kilo bal çıktı durum berbat dedi.



Hacı abi ve Zaim abiyi çadıra aldık, bu sene ne kadar kapalı yavru varsa alıp balını süzdüm. Bal iki gurupta çadıra istiflendi, ballılar ve yavrulular olarak. Öncelik yavrulu çıtalardaydı, balı alınan yavrulu çıtaları hemen geri vermeye çalıştım.



Arılarımız genelde çok sakindi, bitişikte başka arılar olmasına rağmen rahat çalıştım.


İlhami abiye ilk olarak eldivenlerini bir çıkart dedim, yav arı saldırmıyorki, eldivenle tutulmuyor, tutamadınmı arı ezersin ve arı seni sokar.

İlhami abi acayip titiz birisi, arabaya biner, 100 metre bile gidilecekse emniyet kemerini takar, beni böyle aşırı emniyet sıkar be.



Bir anaarı, çekmiş oldugumuz çıtada.


Kamil ise şaşkın yav bu arı niye patır patır maskeye vurmuyor demekte::))


Sakinlik nedir hiç duymamışki.



Ballar çadırda yemek zamanı.


Balları çadıra attınızmı işin en büyük bölümü bitmiştir, istersen bir haftada sağ, tabi yavrulara acımıyorsan. Yavru varsa acilen yavrulu çıtalara zarar vermeden balını alıp, kolonilere vermek gerekiyor.



Yemek ve çay faslı bitti, balı alınan koloniler dışarda gardını aldılar ama içerden çökertildiklerini anlayamadılar.



Zaim abi kovanların bu durumunu soruyor ve anlamaya çalışıyor. Dedim ki yağma olmasın diye arılar dışarda savunma hattı oluşturdular.


Sen gel adliyeden birde arıları sorgula, başka işin kalmadımı::))


Başka arılar olsaydı böyle karşısında duracaktın, hemde kestane balı alındıktan sonra...



Bu sırada Kadir Gürkan da arılıga geldi, dün akşam köyüne gitmişti, sağımda yardım edecem demişti.


Arıların karşısında muhabbete ve görüntüye bakın.


Bu kolonilerin balları yaklaşık bir kaç saat önce alındı ve durum bu.



Bu arada Kadir abide iş elbisesini giyinip geldi, birazdan çadırda çalışmaya başlıyacak.



Zaim abinin babası rahatsız, ona kendi elleriyle süzdügü, kestane balından pet şişeye doldurup ikramda bulunduk. Misafirlerimizin gitme vakti geldi, Zaim abi akşam 18:00 bir yerde olması gerekiyormuştu, İlhami abi ve Kamil üçü birlikte ayrıldılar, ellerinize sağlık, çok teşekürler. Ömrümüz olursa seneye de bekliyorum::))
Allah hepinizden razı olsun.


Ben sağılmış yavrulu çıtaları dagıtırken kovan içinde verilen erkek çıtalarına işlem yapmak için ölçüp biçen işçi arılar vardı.


Bu sene verdiğim erkek çıtalarını hep işçi gözü ördüler, nedenide hızlı bir bal akımı olmaması.



Bir başka kolonide hesap yapan arılar.



Ballı çıtalar başkanımın::)


Zaten yavrulu çıtaları gündüzden ilk etapta halletmiştik.



Hadi kadir abi az kaldı.

Kadir Gürkan, Gebze bal üreticileri birlik başkanı.

Aynı zamanda AKP, Kocaeli il genel meclis üyemiz.


Böyle güzel sırlı bal bulmak bir kaç senedir Şile de çok zor.


Ben doğal bal üreticisiyim, kolonileri nektar olan yere atıp geliyoruz, bir daha anaarı üretiminden dolayı kolonilere gidemiyorum.


Kestane balına gelmeden arıyı besleyip, kestanede bir şey vermedik diyenleride biliyoruz::))


Ben buraya arıları getirmeden sağıp getirmiştim.



Sabah 5:30 kalkmıştım.


Gece üç oldu, çok şükür bitti.


Ben gece petekleri dagıtırken, elimden bayagı bir iğne yedim, çıtayı verirken arı gece sokuyor. Kendi kendime bende saydırıyorum, gece gece derdin ne, dimi::))


Tabi bende bittim.


Olanına bereket versin. Kestane balı bizim bölgemizde çok kıymetli bir baldır.


Tenekesi bin liradan aşagı etmez.


10 teneke kestane balı hasadı yapmışız, bunada şükür.


Ertesi gün sabah 8 gibi kalktım, yatsan yatılmıyor, kalksan salak gibisin, ortalıgı toparlamak için 2 saat yeterli olmasına rağmen bir türlü o iki saatlik çalışmayı yapamadık ve öğleden sonrası ancak arılıktan ayrıldık.


Hemen yanı başımız deniz ve bu senede denize giremedik, hatta hacıyada şort almışken bile::((


Madem denize giremedik, şortu giydik diyelim::))

2011 Yılı kestane bal hasadı, hatırası. Ben ve Kadir Gürkan. Yer Şile Kızılca köy. Başkanıma ayrıca yardımlarından dolayı teşekür ediyorum, inşallah bizde ona yardıma gideriz.

Gebze yaklaşık bir haftadır ana arı toplayamadık ve hazır ana arılar birikti, arıcıların gözleri yollarda, bunları halledip, en kısa sürede arılarımızı Trakya ya atmam gerekiyor, bu nasıl izin bu nasıl tatil anlamadım ki:)))

Arıcılık bu işte, sürünmeye devam....